5 Ağustos 2014 Salı

AİLE HOBİMİZ: DİKİŞ

 Ata Demirer sürekli olarak filmlerinde ve stand-uplarında bizim oraları anlatır. Ve hep derki; egeliler sanatçı millet..Bende şöyle bir aileme bakıyorumda hakikaten bizim aile komple dikiş ve tasarım hatta mimariye gönül vermiş kişiler. Tabiki kendi çaplarında.Örneğin şu yukarıda resmini paylaştığım alet, anneannemim çok eski yıllardan kalma ve hala kullandığı dokuma tezgahı. Onunla cacala veya yagı denilen, kesilmiş kumaş parçalarından yaptığı örtüleri dokuduğu gibi bunun ipliklerle yapılanı ve erham yada abadan ismi verilen başka bir türü de dokunulabiliyor. Anneannemden aldığı dikiş ve dokuma aşkı anneme geçince, annemde yıllarca dikiş makinası ile evde kendi çapında terzilik yapıp bizim tüm kıyafetlerimizi dikip, birde üstüne etrafa da sürekli dikiş dikiyor.
 Bayram için köye gittiğimde sevgili annem bu güzel bluzu benim için tasarlayıp dikmiş ve bana verdi. Kulp ve pens kullanmadan önü desenli, arkası düz, kol ve yaka kapatmaları ise kırmızı koton biye ile yapmış. Ben beyaz pantolonum ile köyde bayramın ikinci günü bu şekilde giydim ve çokta sevdim..
Poz verdiğim yer ise kayınvalidemin evinin merdiveni. Bu evi kayınpederim evlenmeden önce kendisi tasarlayıp yapmış. Kalfalığını bir cami ustasının yanında yaptığı için de evin merdivenlerinde minare merdiveni tekniğini kullanmış. Aslında evin dışında da çok ince bir işçilik var ama ben onu bu defa fotoğraflamayı unutmuşum. Yine, eşimin anneannesinin diktiği dikişler o yıllarda köyde çok kişinin üzerindeymiş. Görümcemin dikiş hikayesini ise bir gün tamamen ayrı bir postta anlatmayı düşünüyorum.
  Yani  gördüğünüz gibi dikişi sanat, kendimi  ve ailemide sanatçı ilan ettim.. Biraz aramı versem? Çokmu şımardım ne?... Ama neyse, biz birbirimizi anlıyoruz nasılsa:))
  Sevgilerr....

Hiç yorum yok: